Ankara'da gerçekleştirilen 4. Ulusal Kanserli Hastalar Kongresi, kanser tedavisinde ve hastalığın atlatılmasında psikolojik desteğin önemini bir kez daha ortaya koydu.
Psikolojik destek hastanın tedavi sürecini kolaylaştırdığı gibi hayatta kalım için de büyük önem teşkil ediyor.
Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği (TKASK) ile Uluslararası Kanser Savaş Örgütü (UICC) tarafından düzenlenen ve Hacettepe Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü'nce bilimsel olarak desteklenen 4. Ulusal Kanserli Hastalar Kongresi, bugün Dedeman Otel'de başladı. 2 gün sürecek kongreye bu yıl yurt içi ve yurt dışından yaklaşık 500 kişi katılıyor. Kongrede, ''Kanser Hakkında Genel Bilgiler'', ''Kanserde Aşı Uygulamaları'', ''Alternatif Tedaviler'', ''Kök Hücre Tedavileri'', ''Tütün Mücadelesinde Son Durum'' ve ''Kanserle Beslenme'' gibi konular ele alınıyor.
Kanser, kalp ve damar hastalıklarından sonra insan hayatını tehdit eden en önemli sorun olmaya devam etmektedir. Böylesine önemli bir halk sorununun çözümünde, hastalar çözümün sunulduğu kişiler olmalarına rağmen çözüme katkı adına en az temsil edilen grup olmaktadır. TKASK, hasta ve hasta yakınlarının, hekim ve hemşirelerin diğer sağlık çalışanları ve uluslararası örgüt temsilcilerinin katılımlarıyla kansere karşı savaşında güç toplamaktadır.
KANSER HASTALARINA PSİKOLOJİK DESTEK ŞART
Kongre Başkanı Prof. Dr. Tezer Kutluk ve meme kanseri hastası olan Malezya Meme Kanseri Derneği Başkanı Ranjit Kaur, kanserle mücadelede psikolojik desteğin önemine dikkat çektiler. Kutluk; "Kanserle mücadelede, kanserli hastalara verilecek psikolojik destek çok önemlidir. İnsanlar, kanserin daha adını duyduklarında ürkmekte ve hastalığı kimseyle paylaşmak istememektedir. Kanser, kişilerin sosyal yaşantılarını, iş hayatını, arkadaş ilişkilerini olumsuz etkileyebilmektedir. Bunların üstesinden gelmek mümkün ancak bu noktada yakın çevresindekilerin hastaya verecekleri destek çok önemlidir. Bu destek hem duygusal hem de hastanede yapılacak resmi işlemlerin takibinde olmalıdır. Bu süreç de çok zor ve yorucudur, zaten 'kanser' şokunu yaşayan bir kişiye bir de bu tür stresin yüklenmesi ağır olacaktır. Bu nedenle işlemler hasta dışındakilerce yapılmalı ve hastaya her zaman yanında olduğu güvenini vermelidir" dedi.
Kaur ise anne, baba, eş, kardeş ya da arkadaş tarafından verilecek moral destek de tedaviyi yapan hekimin yanı sıra profesyonel uzmanlarca da verilebileceğine dikkat çekti: "Profesyonel desteğe ihtiyaç duyan hasta, merkezde uygun birimin olması halinde buradan ya da imkanları ölçüsünde özelde hizmet veren bir hekimden destek alabilir. Uzman hekimin gerek görmesi halinde ilaç tedavisi de uygulanabilir. Bu tür imkanlara sahip olmayan hastalar da hekimlerine her türlü soruyu sorabilmeli, iç huzursuzluğunu çekinmeden anlatabilmeli ve hekimiyle birlikte ortak bir çıkış yolu bulmalıdır. Çünkü, paylaşmanın psikolojik stresi azaltacağı unutulmamalıdır. Moralin kanseri yenmede tıbbi tedaviye doğrudan bir etkisi olmadığı, ancak hastanın yaşama tutunmasında çok önemli bir yer tuttuğu unutulmamalıdır."
"MEME KANSERİ GÜNLÜĞÜ" FİLMİ KONGREDE GÖSTERİMDE
Ağustos 2008'de Dünya Kanser Örgütü tarafından Cenevre'de düzenlenen Kanser Kongresi sırasında, bir ilk olarak kanser konusunda bir film festivali düzenlenmiştir. Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Tezer Kutluk'un da jüri üyesi olduğu festivale farklı kategorilerden 19 ülkeden 250 film katılmış, finale 33 film kalmıştır. Film Festivali, dünya çapında kanserin karmaşık gerçeklerinin farkındalığını artırmak, tabuları ve hastalığı çevreleyen uydurma hikayeleri yıkmak ve hastalığa karşı meydan okumayı hedeflemektedir. Festival, yaşamları kanser ile etkilenmiş kişilere, hikayelerini geniş bir izleyici kitlesine anlatmak için onlara fırsat yaratmıştır. Film festivalinde yer alan "Meme Kanseri Günlüğü" adlı film kongremizde 3 Nisan 2009 Cuma günü kongre katılımcılarına gösterilecektir.
OBEZİTE KANSERİ ARTTIRIYOR
Kongre kapamında düzenlenen basın toplantısında konuşan Uluslararası Kanser Savaş Örgütü Temcilcisi Julie Torode ise obezitenin kanserdeki rolüne dikkat çekerek: "Obezite, özellikle gelişmekte olan ülkelerde görülen bir sorun. Çünkü bu ülkelerde kentleşme daha fazla görülmekte ve insanlar daha fazla batılı yaşam tarzını benimsemektedir. Bu nedenle daha az besin değerine sahip, daha çok enerji veren yiyecekler tüketilmektedir. Bu da obezite problemini arttırmaktadır. UICC olarak 2009 kampanyamızı obezite olarak belirledik. Sonuçta aşırı kilonun kardiyovasküler hastalıklara, diyabete ve kansere yol açan riskleri arttırdığını biliyoruz." dedi.
KANSER VAKALARI TÜM DÜNYADA BÜYÜK BİR HIZLA ARTIYOR
Dünyada her yıl 12 milyon kişi kansere yakalanmakta ve bu kişilerden 7 milyonu yaşamını yitirmektedir. Yaşam süresinin uzaması, dengesiz ve sağlıksız beslenme, hareketsiz yaşam gibi faktörlere bağlı olarak her yıl kansere yakalananların sayısı artmaktadır. 2020'de her sene dünyada 16 milyon kanser vakası görüleceği ve 10 milyon kişinin kansere bağlı hayatını kaybedeceği öngörülmektedir.
Türkiye'de her yıl 150 bin kişi kansere yakalanmakta, sık görülen kanserlerin erkeklerde sırasıyla akciğer, mide, mesane (idrar torbası), kalın bağırsak, larinks (gırtlak) ve prostat; kadınlarda ise meme, bağırsak, mide, over (yumurtalık), akciğer ve lösemi olduğu kaydedilmektedir. Dünyada her yıl yarım milyon kadının rahim ağzı kanserine yakalanmakta yani her iki dakikada bir kadın, rahim ağzı kanseri nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Türkiye'de ise her yıl rahim ağzı kanserine yakalanan bin 500 kadından yarıya yakını yaşamını yitirmektedir.
Soluk borusu, bronş ve akciğer kanserlerinin yüzde 71'inin, gırtlak kanserlerinin yüzde 59'unun, üst solunum ya da sindirim yolları kanserlerinin yüzde 59'unun, idrar torbası kanserlerinin yüzde 27'sinin, böbrek kanserlerinin yüzde 26'sının, pankreas kanserlerinin yüzde 21'inin, lösemilerin yüzde 12'sinin, karaciğer kanserlerinin yüzde 11'inin, rahim ağzı kanserlerinin ise yüzde 3'ünün tütün kullanımı nedeniyle meydana gelmektedir.